hiç acımam, boyarım !

merhabalar arkadaşlar

aslında iki arada bir derede postu bu....son dönemlerde göz bebeğim olan tığ işi hala devam ederken gündüzlerimde ayrı bir uğraşı ile geçiyor...

yıllardır istediğim ama gerek zamansızlıktan ,gerek tembellikten hayata geçiremediğim üç şey vardı...bu yıla girerken kendime söz vermiştim bunları gerçekleştireceğime dair...çok şükür ikisine başladım geçen hafta...üçüncüye de en kısa zamanda inşallah....

aslında önemli olan başlamak değil...devam ettirebilmek....

şimdi bunun gayreti içindeyim...bazen kendimi fazla zorladığımı kabul ediyorum ama kendine bir şey katmadan geçiyorsa hayat,boş geliyor bana...yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum...ne olursa...ne kadar basit ya da zor olduğunun önemi yok....yeni bir şeyler girince hayatıma mutlu oluyorum...

işte bu postun konusunu oluşturan boyama işlemi de bunlardan sebep gerçekleşti....taa yılbaşından önce yapmıştım ben bunu....


yılbaşı öncesi dedim "bende defter yapıyım"...blogları gezerken bi baktım ki herkesin defteri var...yeniyıl için bir şeyler karalıyor...bide okudum ki  Cafe Nohut'un defterine yazdığı şeyler gerçekleşiyormuş...nohut diyorsa vardır bir kerameti dedim başladım...

böyle bir defter vardı kullanılmayan....değerlensin dedim....ve evet yanlış değil...kabartma tozu o gördüğünüz...gecenin bi yarısı derz alabileceğim bir yer yoksa bende kabartma tozu kullanırım tabiki :)) hemen söyliyim küçük projeler için ideal...bir yemek kaşığı boyaya 2 çay kaşığı yetti....ama siz boyayı az hazırlayın çünkü akrilik boya çabuk kuruyor....her katta ayrı hazırladım ben...
(öğrendiğim kadarı ile içine tutkalda karıştırırsanız çok daha iyi tutunurmuş..tutkallı bir denemede yapıp paylaşırım bir ara)


3 kat boyadım ...kat aralarının kurumasını bile beklemedim yemin ederim...nasıl bir coşkuysa :) saç kurutma makinesi ve akrilik boyanın hızlı kuruması birleşince yarım saatte bitiverdi....




sonra oturdum bilgisayarın başına denemeler yaptım...acaba üzerine ne uydursam diye...hepsini yapmak istedim ama bi tane de karar vermek laziyodu....




bunlar kalem kumaş boyalarım....hiç düşünmedim valla olurmu olmazmı...tutarmı tutmazmı....bazen çok da düşünmek anlamsız geliyor...kumaş boyadığım da yokki...boyadım gitti bunlarla....



benimde defterim oldu mu....oldu :) yazıp yazıp duruyorum şimdi....ev defter kaynıyor ama benim yaptığıma bak....aman ne biliyim  yaptım işte....


bide bişey daha diycem...sonra vay efendim ben görmemiştim,ben duymamıştım,söylememiştin olmasın....10 Marifet videolarımdan sonuncusu da yayınlandı...en güzelini en sona saklamıştık :))

çok basit ve güzel bir şey yapmak isterseniz bir bakın derim...


ben kaçıyorum şimdilik...yeni yıldaki yeni programlarım beni bekler....

herkese mutlu,yenilik dolu ve eğlenceli bir gün olsun efendim...



mutfak yenileme




iyi geceler herkese

öncelikle bu kadar geciktiğim için özür diliyorum..ama okudukça anlayacaksınız,hak vereceksiniz bana :) bugün şöyle uzun uzuun yazıcam haberiniz olsun...ister okumadan geçin,ister okuyun ama yazmam gerek...iş büyük ve uzun olunca macera da fazla oluyor ister istemez...

hemen ilk resimle başlıyım...çünküm bu öncesi fotoğrafının bile bir macerası var :)


dürüst olucam size...aslında ben öncesi fotoğrafını son anda akıl edebildim...ne hazin olurdu dimi? hiç olmamasındansa böyle bile olmasını tercih ederim....gördüğünüz tüm dağınıklık tarafımdan yaratılmıştır :) dolaplardan birinin içinde bir tamir işi vardı..önce o hallolsun dedik...ben dolabı  boşaltınca tezgahın üzeri işgal oldu tabi...yetmedi,kahvem yakınımda olsun diye kahveyi,fincanımı dizdim...o da yetmedi bi de dolap kapağına poşet astım,dakika başı kim çöp kovasıyla uğraşacak ...pratiklik iyidir çalışırken :)) süt kardeş ben boyaya başlayana kadar öncesi fotoğrafını görmemişti...gösterir miyim...göstersem tezgahı toplatıcak bana yeniden fotoğraflatıcak :)) ne zaman boyaya başladım,o zaman gösterdim...fırçamı da yedim,oturdum aşağıya :)) 


hani demiştim ya ilk iki gün mutfağında istediği bir şey vardı,onu yaptım diye...işte o iş buydu...kiler dolabının yan tarafını boydan boya kara tahta yaptım...açılış tabi ki Bay T'den:)) hazır küçük beyden bahsetmişken geçen sefer yazmayı unutmuşum.. "Y" leri "L" olarak söyleyip koparıyo insanı...örnek ; "siybel aba (bazen teyze) men de boya lapabiliymiyim?" :)) bende cevap hiç değişmedi tabi "LAPAMAZSIN!" :)) bir de rumlar gibi "ı" harfi yok adamda....asla "tamam mı" duyamazsın, "tamam Mİ" :)) bazen Bay U ile birlik olup tüm ev halkını çileden çıkartsalar da varlıkları bile başka bir enerji...Allah bathlarını açık etsin her daim....üçünün de ....bir de 12 yaşında bir Bay A var...onu görmediniz siz...


işte bu da diğer yakışıklım...ilk göz ağrısı...fena zeki...biraz fazla olabilir:)) büyüdü ya...pek sarılmaz,öpmez...ama sen yapışınca izin veriyor hiç değilse:)) bende sizleri çok seviyorum canlarım benim...


nerede kalmıştık...oradan devam edelim...boya işine başlamadan önce kardeşle verdik kafa kafaya...onun sapı,bunun çöpü demedik...tüm ayrıntıları düşündük...mesela dolaplar beyaz olacaktı da....spotlar ne olacaktı? ya kulplar? ya da yerler? yapıldı efendim...hepsi yapıldı....


ve Sibel iş başında....ilk kat gördüğünüz gibi başladı...biliyorum sorular gelecek,kimse sormadan ben yazıyım hemen...bu saatten sonra da soru gelirse cevaplamam,peşin söyliyim...okumaya üşenmeyin...ben yazmaya üşeniyormuyum....kullandığım boya dyo dyomat mat dekorasyon boyası....2,5 lt lik aldık...tüm mutfağa 5 kat (ince) geçtikten sonra bile arttı...25 kaşık derz dolgusu ile 1,5 saat karıştırdım....kestirme fırçasıyla dolaplara sürüp ,rulo fırça ile üzerinden geçtim...


soldaki resim üçüncü kat....sağ üstteki resim de 5.kat...ben çok ince ince çalıştığım için 5 kat...yoksa siz 3 katta da kapatabilirsiniz...sağ alttaki resim de zımparadan sonraki hali...zımpara olarak 188 kulandım...


bu resmi geçen posttan hatırlıyorsunuz zaten...hepsi zımparalandı...sonuç gayet güzeldi...ne pütür,ne bişey...ama şu İkea'nın balmumu cilasına gelince sıra tüm iş cortladı...hem görüntüyü bozdu hem de rengi....işte bu yüzden kendimin kullanmadığı bir şeyi tavsiye etmeyi sevmiyorum...dolapları kırık beyaza çevirdi...zaten sonrası fotoğraflarda fark edersiniz....haftaya gidip düzelticem..üzerine bir kat yağlı boya geçicem,mat beyaz....bileydim alırdım parke cilamı kolumun altına öyle giderdim...o postu da kaldırıcam haberiniz ola...elif'e de mail attım,daha dönmedi...anlayacağınız olaylar olaylar .....


demiştim işte ayrıntıları da halletik diye...ne güzel görünüyo dimi....bence bir şeyi ortaya çıkaran şey kesinlikle ayrıntılar....


ve yavaş yavaş bitmişe doğru ilerleyelim....tabi ki hemen bana bir kek pişirildi :)) ohhh hepimizin ellerine sağlık....aksesuarlar da ortaya çıkınca mutfak pek bir şenlendi....gerçi daha tezgah ve tezgah seramikleri değişecek ama o kadar bekleyemezdim :) bu kadar beklememizin sebebi ise yerlerdi...


ama ne olur siz söyleyin...değmemiş mi beklediğimize...inanın bende gün aşırı aradım durdum,bitmedi mi diye....o kahverengi yer fayanslarıyla yayınlamak istemedik...aslında tezgah ve tezgah fayanslarının haricinde davlumbaz,avizeler,masa,sandalyeler,duvar boyası da olucak ama mümkün değildi öyle bir bekleyiş...aklımı kaçırırdım herhalde :)) ama kardeş söz verdi...hepsi bitince en son halini de yayınlıycam :) he he....


yine de güzel oldu...beyazı boşuna sevmiyoruz işte...bir an da değiştiriveriyor her yeri...



ah bu yerler yok mu bu yerler...bittim....inanın kendi mutfağım değişmiş kadar mutlu oldum baktıkça....aslında önce yerleri boyamaya karar vermiştik...uzun uzun da araştırdık...ama boya işi uzun sürünce daraldık ikimiz de..kafaya takıldı...siyah-beyaz dama olacak....kardeş de dedi ki zaten yaptıracaktım...biraz erken olsun...yaptırdı gitti valla...iyiki de yaptırmış...bizi 4-5 gün bekletti ama değdi....


bu vazoyla çiçekleri görüntülemeseydim aklım kalırdı...ikisi de ayrı güzel...ikisi de ayrı bakılası....yeni mutfağına da pek yakıştı...


güle güle kullan canım kardeşim...hakkım sonuna kadar helaldir....sen de helal et....baktıkça beni hatırla,hatırladıkça gülümse...hep mutlu saatlerin olsun yeni mutfağında....birde öncesi sonrası yapalım da mutfak yenileme maceramız tam olsun...




artislik bir poz vermeden bitirseydim de kendime ayıp ederdim :))

herkesin gönlündeki yenilikleri hayatına geçirmesi dileğiyle gidiyorum efendim...


GÜNCELLEME (27.05.2014)
mail atanların dikkatine!!!

arkadaşlar ,hevesinizi ve endişelerinizi çok iyi anlıyorum ancak zaten cevaplamış olduğum (gerek yazıların içinde,gerek yorumlarda) sorular için defalarca ve ard arda mail atan arkadaşlardan yazıları ve yorumları okumalarını rica ediyorum...artık,"bana tek tek ,aşama aşama nasıl yapacağımı yazarmısınız" içerikli maileri yanıtlamamaya karar verdim...bu sebeple lütfen kaplama mutfağımı (mobilyamı ) nasıl boyarım diye mail atmayınız.....

burada son kez etapları yazıyorum ve bu konuda her ne olursa olsun mail cevaplamayacağımı da belirtiyorum

1- dyo'nun "dyomat mat dekorasyon boyası (lütfen başka marka sormayın,çünkü onlarla bir işlem gerçekleştirmedim...nasıl sonuç vereceklerini bilemem)

2- her 100ml için bir yemek kaşığı derz dolgusu....yani boyanız 2,5 lt ise 25 kaşık...iyice karıştırılmalı

3- katlar mobilyanın rengine göre 3-4-5 kat olmak üzere değişir,siz boyadıkça karar vereceksiniz

4- katlarınız tamalandıktan sonra 188 nolu zımpara ile zımpralama

5- balmumu kullanacaksınız HG'nin balmumu

6- cila kullanacaksınız son katı derzsiz bir kat daha boyayıp parke cilası kullanabililirsiniz....


neler oluyor?

merhabalar....

geçen post yazdığım gibi hayat süt kardeşimde devam ediyor... :)

okuyanlar bilir,mutfağını yeniliyorum...bugün 12.ci gün...ve yarın yapmam gerken ufak tefek işler kaldı sadece...onlar da bitince benim işim bitiyor....

çok uzun sürdü gibi görünüyor ama aslında çok da uzun değil böyle işler için...zaten ilk iki günümüz muhabbetle geçti...o iki günde de boş durmadım,mutfağında çok istediği bir şey vardı...onu yaptım...sonra mutfağa geçtim....

izleyen günlerden birinde de uyandık,kahvaltı,kahve zevki falan derken bir baktık saatler geçmiş...bi kahve daha içelim mi dedi, birbirimize bir bakışımız var ,görmeniz lazım :)) tabiki o gün tüm gün oturduk,tembellik günü ilan ettik :) eee kardeş evi olunca böyle şeyler de oluyor tabi...


ama hep tembellik yapmadım tabi...genelde böyle tezgahların,sandalyelerin tepesinde çalışıp durdum....bazen elimde fırça,bazen zımpara seslenip durdum; "abla bi baksana,abla bi bakıver..." diye 
boyacı ustaları gibi :))



bu arada buraya gelirken Güçlü için endişelerim vardı..ama tüm endişelerimi öyle bir yerle bir ettiki,şaşırdım...nerde beleş,orda yerleşmiş meğer bizim bey efendi....Bay U ile yatmaya bayılıyor....Bay U ne zaman bir yerlerde uyusa Güçlü hemen tepesinde....bunlar Güçlü'nün mutlu anları....ama ona çok zor anlar yaşatan biri daha var....


bu da Bay T.....suya "fu" , Güçlü'ye de "Güçüü" diyor :)...her cümlesinin sonu "di mi?"...o kadar güzel telaffuz ediyor ki,Güçlü'nün adını Güçü olarak değiştirmeyi bile düşünür oldum :) Bay U Güçlü'den ne kadar çekiniyorsa ,Bay T o kadar korkusuz....sürekli ağzının içinde,tepesinde...ya sıkıştırma peşinde ya da ille oyun oynatma....ben Güçlü'yü biraz fazla sıkıştırsam hemen bir pati yerim ama Bay T ne yaparsa yapsın kılı kıpırdamıyor...çok sıkışırsa söylene söylene mutfağa yanıma kaçıyor...o zaman anlıyorum ki sıkıştırılmış :)) eeee herkes payına düşeni yaşıyor...Güçlü'ye de Bay T düştü :))


akşamları da boş durmuyorum...elimde bunlar oyalanıp duruyorum...bol bol pinterest'te averelik ediyorum....çalışırken gezemediğim ne varsa geziyorum doyasıya....bi de bol miktarda yiyip içiyorum...10 günde öyle kilo aldım ki...sağ olsun süt kardeşin mutfağı da fena...elini neye değdirse lezzetlenir,bir tabakla yetinemezsin....hal böyle olunca kilo almak da kaçınılmaz...neyse ki nasıl kilo vereceğimi çok iyi bilirim :))

mutfağımız yarın bitiyor...daha doğrusu benim mutfaktaki işim bitiyor...sonra yapılması gereken bir şey daha kaldı..ondan sonra bitmişin fotoğraflarını çekmek ve sizlerle paylaşmak kalıyor geriye...

bir aksilik çıkmazsa bundan sonraki postum,mutfak yenileme maceramız olacak....

en kısa zamanda görüşmek dileğiyle ,mutlu geceler olsun efendim.....

yenilik,değişiklik iyidir...

merhaba arkadaşlar...

uzun bir ara oldu biliyorum...ama şunu da biliyorum ki; olan her şey,olacak olana hizmet eder....

bu kadar uzun ara verince nerden başlıyım,ne yazıyım şaşırdım :) öncelikle beni merak edip mail atan tüm arkadaşlarıma buradan da teşekkür etmek istiyorum...merak edilmek hoşmuş:)

yenilik ,değişiklik dedim ya,ilk değişikliği yazıyım hemen; dükkanı kapadım...sakın aaa falan demeyin...üzgün değilim...son yaptığım takımın üçlüsü üzerime yuvarlanıp göğüs kafesimi kırmak isteyince ben de reflex olarak tabi ki de kolumu siper ettim...sağ kolumun üst kısmı,bileğim ve iki parmağım sakatlandı...üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen hala sıkıntı yaşıyorum...su şişesinin ya da bir kavanozun kapağını açmak hala problem ...şu anda bu yazıyı yazarken bile ağrım var kolumda...yani uzun lafın kısası çok uzun süreli işler yapamıyorum...yani buralarda olmayışımın sebebi sağlam :))

tabi dükkanı kapatınca başka bir işte buldum..eski işim...orada da çalışıp atıldıktan sonra şimdi evdeyim:) hani insan işe gitmek istemez ama mecburdur...bu sebeptendir ki,atıldığıma sevindim diyebilirim:))

ve son olarak; Türkiye'den gitmeye karar verdik...aslında uzun bir süre önce karar vermiştik ama kısmet bu zamanaymış...sanırım 1 bilemediniz 1,5 ay sonra Kıbrıs'a yerleşiyoruz komple...aslında bu ay olması bekleniyordu ama olmadı ...aslında iyiki de olmamış...hem çalış,hem dükkanın kapanışını yapmaya uğraş,bir de üzerine taşınma teşalı girseydi korkunç olurdu...başta da dediğim gibi; olan her şey ,olacak olana hizmet ediyor...

tabi bu kalan zamanımı da projelere ayırmaya karar verdim...54 maddelik bir proje listem var şu anda.... gidince bir süre yerleşme sıkıntısı olur diye... eşim listeyi görünce "bir sene rahatsın "dedi :)

zaman nihayet bana kalınca çalışma odama bir baktım adım atacak yer yok..dükkandaki malzemeleri de yığınca oda çalışma odasından çıkıp ardiye odasına döndü...sıvadım kolları giriştim...ama ne girişmek...üç gün sürdü :)


ne bu bebe büsküvisi demeyin...bu benim kahvaltım :) her sabah süt -büsküvit ikilisine takılırım...haliyle elimde bir ton kutu birikti durdu...çalışma odama giren herkes de bunlar ne diye sordu ister istemez,bende hep kaplıycam diyip durdum ama kaplamadım...boyadım:) zamanında chalk paint için hazırladığım videoda kullandığım boya duruyordu,son zamanlarda da çalışma odalarındaki siyah ambiansına takmış oldugum için boyadım gitti herşeyi...böylelikle chalk paintin kullanım genişliğini de denemiş oldum...


gerçekten her şeyi boyadım... resim kalemlerimi bile ...üçü bi renk diğer ikisi bi renk ,bazılarıda tek tek başka başka renklerdeydiler ve kesinlikle hoşlanmadığım bir durumdu...hepsini takım yaptım :) eşim beni kalemleri boyarken görünce " hızını alamayıp Güçlü'yle beni de boyayacaksın diye korkuyorum" dedi .... gerçi 1,5 yıl önce saçımı boyarken Güçlü'yü de boyamadım değil  :)

kalemleri içine koyduğum şey ,şu yapma çiçeklerin konduğu saksı,onu beyaza boyadım, bir de hamurdan kuş yapıp kondurdum...oldu sana kalemlik....


tüm bu boyama işlerinde beni en çok şaşırtan şey şu şamdan oldu...iki taneydiler,biri kırılmıştı..buda belki bir şey yaparım diye duruyodu ....tam atıyordum ki,dur bakıyım boyıyım ben şunu,olmazsa atarım dedim...bu kadar iyi boya tutmasına ödül olarak içine uyduruk bi ponpon yapıp aksesuar görevi verdim kendisine :)

bir de hemen söyliyim, mukavva mükemmel boyanıyormuş bu chalk paintle...ne fırça izi ne bişey...boya sentetik olmasına rağmen çok da çabuk kurudu...sonra üzerine puantiye yaptım beyaz mürekkepli kalemle...beyaz üçgenli kutu ise beyaz kartondan...üzeride marker kalemle çizildi...

sanırım bu ayrıntıları okudukça neden üç gün sürdü bu oda ,daha iyi anlaşılır...


işte bu da çalışma masamın yenilenmiş görüntüsü...eski görüntüsünü hatırlamayanlar buraya bakabilir...fotoğraflar için kusura bakmayın ...resimler gündüz çekilmiş olmasına rağmen maalesef pek ışık almayan bir oda oldugu için yapay ışık da kullanmak zorunda kalıyorum..


flamalarım pek net çıkmamış ama yaparken çok keyif aldım...aslında bir puantiyeli,bir çizgilililer kendileri...ama resimlerin renklerini açarken onlar hadlerinden fazla açılıp görünmez olmuşlar :)

liste tamamlandı...oda hazırlandı...bir tek ,Sibel'in hazırladığı programa uyup bunları hayata geçirmesi kaldı....bu proje programım haricinde bir programım daha var ki,umarım tüm bunları gerçekleştirmek için yeterli vaktim olur...gitmeden önce hepsini halletmem laziyo....

daha çok yazasım var,uzun zaman yazmayınca bir çene düşüklüğü yaşıyor olabilirim..çok da bunaltmadan kimseyi gidiyim ben...

herkese değişim ve yeniliklere açık olma potansiyeli diliyorum efendim....

balmumu cila

selamlar herkese...

bu konuda ayrı bir post hazırlamak kaçınılmaz olmuştu ama alternatif bir şeyler bulmadan da hazırlamak istemiyordum...

sevgili Elif beni netten bulup sürekli mail atan bir arkadaşım..süper dönüşümler gerçekleştirdi...sağolsun hepsinin fotoğraflarını yoluyor bana...zaten gelen fotoğrafları yayınlasam bir sene hiç bir şey yapmasam da yeter :)) sanırım Haziran başı gibi söylemişti bana ama ben beklemek istedim...biraz fazla beklemiş olabilirim :))ama iyice emin olmam gerekiyordu....

Elif İkea'nın Behandla-balmumu cilasını aldığını,kullandığını ve sonucu mutlaka bana da bildireceğini söylemişti...sevgili Elif yemek takımını (masa ve sandalyeler) yeniledi ve üzerine de bu balmumu ciladan kullandı...üstelik chalk paintin üzerine...sonra yine bir masa daha boyadı ama normal,astarlı zımparalı falan...üzerine yine bunu kullandı...ve dün bana sonucu bildiren bir mail yolladı....diyor ki ; Süper ! :)

hiç bir problem yokmuş iki işte de...çok sağlam ve temizlemesi de kolaymış...

daha önce takip edenler bilir,HG'nin balmumunu tavsiye etmiştim ...ama çoğu yerde bulması epey bir dert oldu...bu sebeple hep bunun bir alternatifi olsun istiyordum..işte nihayet o da oldu :)

bilen bilir,ben kendi kullanmadığım bir şeyi tavsiye etmekten pek haz etmem...ama Elif'in çıkarttığı işlere sonuna kadar kefilin...eğer izin verseydi yaptıklarından bir kaç tane resim koymak isterdim ama maalesef istemedi :)

kullanılışına gelince; fırça ile ince ince iki kat kullanmış,kat aralarında da bir gün beklemiş..inceltilmesi gerekir mi diye sordum,yok ben inceltmedim,direk uyguladım dedi...ilk sürünce süt gibi ama sonra şeffaflaşıyormuş...

balmumu cila arayışına bir seçenek olarak çok iyi oldu bu...çok teşekkürler Elif....hepimizle paylaştığın için...gerçi bir ay fazladan bekledim ama olsun,sağlam olsun da....

işin bir başka güzelliği ise internetten sipariş verilebiliyor olması....yani kalkıp gitmenize gerek yok:)

nereden vericem bu siparişi derseniz işte adres ..ve lütfen sorularınız olursa bu malzemeyi benim kullanmadığımı,sadece kullanan bir arkadaşın tecrübesini ilettiğimi hatırlayın :)

herkese mutlu boyamalar olsun efendim...


GÜNCELLEME!!
bu balmumu cila beyaz üzerinde sararma yaptı...ama ahşap üzerine çok rahatlıkla kullanılabilinir...


"pürüzsüz" chalk paint

merhabalar....

uzun zaman önce söz verdiğim postla karşınızdayım nihayet...bunu yapalı epey olduğu için umarım ayrıntıları unutmamışımdır....

her şey sevgili Bahar'ın bir televizyon sehpam var,gelip dükkanda boyayabilir miyim demesiyle başladı..


işte sehpanın önceki hali...


dükkana gelir gelmez söküldü,boya için hazırlandı...bu arada kaplama olduğunu da belirtiyim...


ilk katını Bahar boyadı...chalk paint'i ilk kez denediği için çok da başarılı bir ilk kat olmadı :)


ilk kat bittikten sonra gerisi benim ellerime kaldı :)


bu ikinci kat boyadığım hali...ilk katın fırça darbeleri beni epey zorladı...


üçüncü kattan sonra bir karar verdim...herkes bana balmumundan başka bir cila-vernik kullanıp kullanamayacağını soruyordu...ben de denemeye karar verdim...aslında aylar önce aklıma gelen bir fikirdi....iyiki de gelmiş :)


ilk önce 400 lük zımpara ile başladım ama sonra 220liğin daha iyi olduğunu keşfettim..400 lük olanı son katta kullandım...yani vernik atmadan önce...


işte bu 220lik zımpara kağıdı...ufak bir hatırlatma ; burada yaptığım zımpara işi hafif bir zımpara işi...zaten resimde çıkan tozun azlığından da bunu anlayabilirsiniz....eğer çok bastırırsanız mobilyanın kendisine ulaşırsınız ki,emin olun bunu istemezsiniz...


şimdi resimlere bakarken keşke başka bir renk boyasaymışım diyorum...beyaz olduğu için istediğim gibi çıkmamış pek....yukarıdaki resim zımparanın bitmiş hali...yani 3 kat chalk paint,sonra 220lik zımpara....


gölgede çekebildiğim resimlerde ayrıntılar daha belirgin...çekmecelerin 3 kat chalk paint boyanmış hali...


bu resmi özellikle göstermek istedim...yukarda gördüğünüz bu dalgalanmalar boyanın olması gerektiğinden daha sulu olduğu anlamına gelir...ben tineri fazla kaçırmışım :) bunlar benim düzeltebileceğim şeyler ama ilk kez boya yapanlar için özellikle belirtmek istiyorum....bu korkulacak bir şey değil...mail kutum buna benzer bir ton resimle dolu....boyanızı daha az sulu(ya da tinerli) hazırlayıp bir,duruma göre iki kat boyarsanız bu görüntüden kurtulursunuz....bu dalgaların sebebi rulo fırçanın mobilyadan kalkarken üzerindeki fazla suyu bırakmasıdır...



burada pembe çizginin üstü zımparalanmış,altı zımparalanmamış


sol taraftaki çekmece tamamen zımparalanmış,sağdaki zımparalanmamış...elinizle dokunduğunuzda derzden kaynaklanan pütürün gittiğini çok net hissedebiliyorsunuz....ama tüm pütür gitmiyor....sadece hafifliyor....ayrıca dokunun görüntüsünde de fark oluyor...soldaki çekmece de aynen sağdaki gibi görünüyordu...ama gördüğünüz gibi zımparadan sonra o da yok oldu...


herkes bana boyanın nasıl olması gerektiğini de soruyor...buna kelimelerle cevap vermek çok zor...ben gördüğüm gibi anlıyorum neyi eksik neyi fazla...ama iş tarife gelince işte o biraz sıkıntı :))bu yüzden resim  çekiyim dedim...belki bir faydası olur diye...neyse şimdi ne yaptığıma geliyim...burada yine dyo boya kullandım...gerekli miktardan azıcık fazla tinerli hazırladım ki istediğim iki katı boyayınca mobilyanın üzerinde katman olmasın...
neden bunu yaptığıma gelince...chalk paint'le devam edebilirdim ama o zaman istediğim verniği kullamazdım..mobilya benim olsaydı denerdim ama bu işte o riski alamazdım:)


maalesef tam kat atarken bir kaç müşteri geldiği için boyam yarım kaldı,istediğim gibi olmadı...siz sakın kat atarken yarım bırakmayın...ama itiraf ediyim chalk paint'in üzerine süper tutundu bu boya....


iki kat boyayı bitirdikten sonra aldım elime 400lüğü başladım zımparalamaya...işte o zaman iş güzelleşmeye başladı...


pürüzlerin nasıl yok olduğunu görebilirsiniz :)



şaka değil arkadaşlar...gerçekten pürüzsüz....


ilk cahalk paint yapılmış haliyle karşılaştırınca ,kaplama mobilyalar için bundan daha iyi bir yol düşünemiyorum...belki biraz uzun gelebilir size ama yeni mobilya almaktan çok daha ucuz olduğu kesin....


ve son olarak iki kat "parke cilası" attım kendisine...cilayı biraz incelterek atarsanız sizin için daha kolay olur...parke cilası ilk sürüşte sarı gibi gelebilir size,ama fırça ile iyice yayarsanız o sarılık gider...ama fırça kullanmaya alışık olmayanlar için biraz inceltip kullanmak daha iyi olabilir....



bitip evlerine götürdükten sonra Bahar'a rica ettim sonrası fotoğraflarını :)



onlar da,sizler de güle güle kullanın :) artık chalk paint pürüzlü diye vazgeçenler bu yolu kullanabilirler....

hemen ne yaptığımı özetlemek istiyorum:

-chalk paint'le 3 kat boyadım.(ilk katta çok fırça darbesi olmazsa 2 kat da yeterli olur)..chalk paint'i hazırlamayı unutanlar ya da yeni öğrenmek isteyenler buraya....

-220lik zımpara kağıdı ile hafif zımpara

-dyo'nun "dyomat ahşap dekorasyon boyası" ile iki ince kat boyadım

-400lük zımpara kağıdı ile yüzey parlayıncaya kadar yine hafif zımpara

-son olarak da "parke verniği" ile iki kat vernikledim...

parke verniğini chalk paint'ten sonra kullanabilirmiyiz diye sorulacağından eminim...ama hemen söyliyim;cevabı bilmiyorum...ben sadece denediğim şeyleri paylaşıyorum ve onu denemedim...

şimdilik kaplama mobilyaları "pürüzsüz" boyama yolu olarak bunu keşfettim...ileride ne keşfederim bilemem :)

herkese mutlu dönüştürmeler dilerim efendim



Copyright 2009-2015| Tüm hakları saklıdır Fotoğraf ve yazılar izinsiz kullanılamaz.